Diyet Blog

Detoksifikasyon ve Detoks Diyetleri

Detoksifikasyon ya da detoks ; vücudumuzun kendini radikal maddelerden arındırmak için gerçekleştirdiği fizyolojik bir eylem olarak tanımlanmaktadır. Detoksifikasyon sürecinin kusurlu ya da eksik işlemesi sonucunda morbidite ve mortalite riski artmaktadır.

Vücutta toksin oluşturan radikal maddeler ;

  • vücuttaki reaksiyonlar sonucu açığa çıkan atık maddeler
  • besinlerin sindiriminden açığa çıkan atık maddeler
  • yüksek miktarda ısıl işlem görmüş besinlerdeki toksinler
  • endüstriyel besinlerdeki kimyasallar, koruyucu maddeler, hormonlar
  • sigara,alkol
  • tarım ilaçları
  • çevre kirliliği ve şehirleşme
  • kötü beslenme sonucu bağırsak yapısının zarar görmesiyle oluşan antijen+antikor bileşimleri

olarak sıralanmaktadır.

Bu radikal ve toksinlere karşı vücudumuz yorgunluk, depresyon, sırt-eklem ağrıları, zayıf hafıza, alerji, kısırlık, kronik enfeksiyonlar gibi tepkiler vermektedir. Karaciğer başta olmak üzere böbrek ve bağırsaklardaki enterositler ile radikal ve toksinlerin idrar, dışkı, ter yoluyla dışarı atılması detoksifikasyonu sağlamaktadır.

Karaciğer , detoksifikasyon işlemini sebze, meyve ve diğer bazı bitkilerde bulunan antioksidan maddelerin serbest radikalleri bağlama özelliğini kullanarak gerçekleştirmektedir. Detoksifikasyon Faz1 ve Faz2 olmak üzere iki aşamada gerçekleşmektedir. Soğan, sarımsak, pırasadaki alliüm türleri Faz2 enzimlerini uyarmaktadır. Detoksifikasyonu destekleyen monoterpenler zerdeçal ve narenciye kabuklarında bulunmaktadır. Glutatyon peroksidaz, süperoksit dismutaz gibi hücreyi oksidatif stresten koruyan enzimlerin aktivasyonu için selenyum, demir, bakır gibi eser elementlerin yeterli alınması gerekmektedir.

Toksinlerden arınma, kilo verme, sağlığı geliştirme gibi nedenlerle detoks diyetleri uygulanabilmektedir. Bu diyetlerde genellikle vitamin-mineralce zengin gıdaları içeren sıvılar tüketilmektedir. Enerji kısıtlamasına neden olduğu için detoks diyetleri kilo kaybı sağlayabilmektedir ancak bu enerji kısıtlaması hipotalamusta bulunan nöropeptitlerde değişikliğe neden olabilmekte, metabolik hızı azaltabilmektedir. Bunun devamında da diyet yapan kişilerde metabolizma hızının azalmasına ve enerji harcamasının düşmesine bağlı olarak kilo kaybı durmaktadır.

Yapılan çalışmalar 2 günden fazla süren kısıtlı diyetlerin ve açlık halinin kişilerde kortizol seviyesini artırarak kilo alımına neden olduğunu göstermektedir. Çok düşük kalorili diyet uygulamalarının yağ peroksidasyonunu uyardığı ve vücut savunma mekanizmasını zayıflatarak detoksifikasyonu azalttığı açığa çıkarılmaktadır.  Bu nedenle 2-3 günü geçmeyecek şekilde uygulanan sıvı beslenme ve detoks programları ödemin atılması, kilo kaybındaki durağanlığı önleme ve vücudu şaşırtmak için etkili olmaktadır ancak uzun dönem bu tarz diyetlerin uygulanması sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

En güzel  detoksun karaciğer ve böbreklerimize iyi bakmak olacağını unutmadan herhangi bir sağlık probleminiz yoksa, gebelik durumu söz konusu değilse ayda 2-3 gün bu tarz diyetleri diyetisyeninize danışmak koşuluyla uygulayabileceğinizi belirterek satırlarımı bitiriyorum. Sağlıkla kalın.

STJ. DYT. ZEYNEP SULAK

Bu gönderiyi paylaş